Obezitenin Nedenleri

Obezitenin Nedenleri

Obezite nedir? Obezite nedenleri nelerdir? obezitenin nedenleri ve sonuçları nelerdir? Obezite nedir obezitenin nedenleri nelerdir?

2 haftada yağ yakmak, 3 günde 15 kilo verdiren diyet, 1 haftada 10 kilo verdiren diyet listesi gibi sağlıksız diyetlere başvurmadan önce, sağlıklı ve dengeli beslenmeye adım atmak için online diyetisyenlerimiz tarafından sizin için hazırlanmış online diyet imkanlarından faydalanabilirsiniz. (Tıkla ve Zayıflamaya Başla!)

Obezite nedir? Obezite nedir obezitenin nedenleri nelerdir? Obezite tanımı ve obezite tedavisi için obezite nedir kısaca öğrenmek için tıklayın.

Obezitenin Neden Sadece Tercihe Dayalı Olmadığına Dair 9 Sebep

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, 2015 yılında Türkiye’deki yetişkinlerin yaklaşık %30'u obez kategorisinde yer almıştır (1).

Sağlık Bakanlığı’nın son çalışmalarına göre ise Türkiye’de yetişkinlerin üçte ikisinin obez veya aşırı kilolu olduğu ortaya çıkmıştır.

Birçok insan, obezitenin sebebinin kötü beslenme seçimleri ve hareketsizlik olduğunu söylüyor. Ancak olay bu kadar basit değil.

Kişinin kontrolü dışında olan bazı faktörler, vücut ağırlığı ve obezite konusunda büyük etki sağlayabilirler.

Bunları genetik özellikler, çevresel faktörler, bazı tıbbi durumlar vb. olarak sıralayabiliriz.

Bu makalede, obezitenin neden sadece seçimlere dayalı olmadığına dair 9 sebep listelenmiştir.

Obezite Ne Demek? Obezite ile Nasıl Savaşılır? - Dr. HE Obesity Clinic

1. Genetik ve Doğum Öncesi Faktörler

Yaşamınızın geri kalanını büyük oranda etkilediği için, genç yaşta sağlığa dikkat etmek önemlidir. Aslına bakarsak, bebek daha anne karnındayken bile birçok şey belirlenebilir (2).

Bir annenin diyet ve yaşam tarzı seçimleri büyük önem taşır. Bebeğin gelecekteki tutumunu ve vücut yapısını etkileyebilir.

Araştırmalar, hamilelik sırasında aşırı kilo alan kadınların çocuklarının 3 yaşlarına doğru kilo artışına maruz kaldıklarını keşfetmişlerdir (3, 4).

Benzer şekilde, dedeleri, nineleri ve ebeveynleri obez olan çocukların; dedeleri, nineleri ve ebeveynleri obez olmayan çocuklara kıyasla obez olma olasılıkları çok daha fazladır (5, 6).

Ayrıca, ebeveynlerinizden miras kalan genler, kilo almaya olan duyarlılığınızı belirleyebilir (7).

Her ne kadar genetik özellikler ve genç yaşta yapılan seçimlerin sağladığı faktörler obezitenin asıl sebebi olmasalar da, insanları kilo almaya yatkın hale getirerek obeziteye katkıda bulunurlar.

Aşırı kilolu çocukların yaklaşık %40’ı, gençlik dönemlerinde de kilolu olmaya devam ederler ve yine bu gençlerin %75 ila %80'i bu durumu yetişkinlik çağında da sürdürecektir (8).

Özet: Genetik özellikler annenin kilosu ve ailenin bu konudaki geçmişi, hem çocukluk hem de yetişkinlik süreçlerinde obezite olasılığını artırabilir.

2. Doğum, Bebeklik ve Çocukluk Alışkanlıkları

Sebebi bilinmemekle birlikte, sezaryen doğan çocuklar yaşamları boyunca obeziteye daha yatkın görünmektedir (9, 10).

Bu aynı zamanda mamalarla beslenen bebeklerin obeziteye, emzirilerek beslenen çocuklardan daha yatkın olmaları konusunda da geçerlidir (11, 12, 13).

Bunun nedeni, iki grubun da farklı bağırsak bakterileri oluşturmaları olabilir. Çünkü bu, yağın depolanmasını etkileyebilen bir faktördür (14).

Bu faktörlerin genellikle anne ya da bebeğin seçimine bağlı olmadıklarını, fakat çocuğun obezite riskine sahip olmasıyla bağlantılı göründüklerini not etmek önemlidir.

Ek olarak, çocukluk döneminde sağlıklı beslenmeyi ve egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmek, obezite ve yaşam tarzıyla ilgili hastalıklara karşı en iyi önlemlerden biri olabilir.

Küçük çocukların damak tatları hazır işlenmiş gıdalar yerine sağlıklı yiyeceklere yatkın olarak gelişirse, yaşamları boyunca kilolarını normal seviyelerde korumaları daha kolay olur.

Özet: Bazı çocukluk faktörleri daha sonralarda obezite riskinizi etkileyebilir. Bunlar arasında doğum yöntemi, emzirme ve çocuklukta beslenme ile egzersiz alışkanlıkları bulunur.

Sağlıklı beslenmek ve zayıflamak için türlü diyetler ve zayıflama kürleri deniyor fakat sonuçlarından memnun olamıyorsanız eğer bu işi profesyonelce çözmenin zamanı gelmiş olabilir. Zayıflamak için online diyetisyenlerimizin size özel hazırlamış olduğu online diyet listelerini satın almak isteyebilirsiniz. Online diyet için tıklayın (Hadi Zayıfla!).

3. İlaçlar veya Tıbbi Durumlar

Zam beklentisi nedeniyle ilaçlar depoda bekletiliyor

Yalnızca ilaçlarla tedavi edilebilen birçok tıbbi durum bulunmakta.

Kilo alımı, diyabet ilaçları, antidepresanlar ve antipsikotik ilaçlar gibi pek çok ilacın ortak bir yan etkisidir (15, 16, 17).

Bu ilaçlar iştahınızı artırabilir, metabolizmanızı yavaşlatabilir hatta vücudunuzun yağ yakma kabiliyetini etkileyerek yağ depolama oranınızı artırabilir.

Ek olarak, birçok yaygın tıbbi durum sizin kilo almanıza neden olabilir. Buna en iyi örneklerden biri tiroid bezi yetmezliğidir.

Özet: Kilo alımı, diyabet ilaçları, antidepresanlar ve antipsikotikler gibi birçok ilacın ortak bir yan etkisidir.

4. Güçlü Açlık Hormonları

Açlık ve kontrol edilemeyen yeme isteği, sadece açgözlülük veya irade eksikliğinden kaynaklanmaz.

Açlık, beyninizin istek ve ödüllerden sorumlu olan alanlarında  bulunan çok güçlü hormonlar ve beyin kimyasalları tarafından kontrol edilir (18, 19).

Bu hormonlar birçok obeziteli insanda yanlış bir biçimde çalışarak yemek konusundaki tutumlarını etkiler. Güçlü bir fizyolojik dürtüyü tetikleyerek kişinin daha fazla yemesine neden olur.

Beyniniz, yemek yediğiniz zaman dopamin ve diğer iyi hissettiren kimyasalları salgılayan bir ödül merkezine sahiptir.

Çoğu insanın yemek yemekten hoşlanmasının nedeni budur. Bu sistem ayrıca ihtiyacınız olan tüm enerjiyi ve besinleri elde etmek için yeterince yiyecek tüketmenizi de sağlar.

Abur cubur yemek işlenmemiş yiyeceklerin aksine, bu kimyasalları serbest bırakır. Bu da beyninizde sanki o yemek sizin için çok daha büyük bir ödülmüş gibi bir his oluşturur (20, 21, 22).

Beyniniz sonralarda bu büyük ödülü tekrar elde edebilmek için güçlü dürtüler oluşturur. Bu, bağımlılığa benzeyen kısır bir döngüye yol açabilir (23, 24, 25).

Özet: Açlık, güçlü hormonlar tarafından kontrol edilir. Bu hormonlar obeziteye sahip kişilerde sıklıkla yanlış işlev görür. Bu da güçlü bir fizyolojik dürtünün oluşmasına ve daha fazla yemek yeme isteğinin oluşmasına neden olarak kilo alımını sağlar.

5. Leptin Direnci

Leptin, iştah ve metabolizmayı düzenlemeye yardımcı olan çok önemli bir hormondur (26).

Yağ hücreleri tarafından üretilir. Beyninizin yemek yemeyi durdurmasıyla ilgilenen kısmına sinyaller gönderir.

Leptin, yediğiniz ve yaktığınız kalori miktarını ve vücudunuzun depoladığı yağ miktarını düzenleyen bir hormondur (27).

Yağ hücrelerinde ne kadar fazla yağ bulunursa, o kadar fazla leptin üretilir. Obezite olan insanlar da yağ kütleleriyle orantılı olarak epey fazla leptin üretirler.

Bununla birlikte leptin direnci denilen bir durum yaşama eğilimindedirler (28).

Böylece, vücudunuz çok fazla leptin üretse bile, beyniniz onları görmez veya tanımaz. Beyniniz leptin sinyalini almadığında, yeterli miktarda vücut yağı depolanmış olmasına rağmen açlıktan ölüyormuş gibi bir hisse neden olur (29, 30).

Bu, beyninizin eksik olduğunu düşündüğü yağı tekrar kazanmak için tutumunu değiştirmesine neden olur (31, 32, 33).

Açlık artar ve açlığı önlemek için daha az kalori yakarsınız. Leptin kaynaklı açlık sinyaline karşı irade göstermek çoğu insan için neredeyse imkansızdır.

Özet: Leptin direnci, obeziteli insanlar arasında yaygındır. Beyniniz üretilen leptini hissetmez ve aç olduğunuzu düşünür. Bu güçlü bir fizyolojik dürtünün tetiklenmesine ve kişinin daha fazla yemek yemesine sebep olur.

6. Kötü Beslenme Eğitimi

Kötü Beslenme Sorunu

Modern toplumda bir sürü reklamla, sağlıkla alakalı beyanlarla, beslenmeyle alakalı iddialarla ve sağlıksız yiyeceklerle karşılaşırsınız.

Beslenmenin sağlıklı yaşam için olan önemine rağmen çocuklara ve yetişkinlere genellikle nasıl düzgün bir şekilde beslenileceği öğretilmemekte.

Çocuklara, sağlıklı bir diyetin ve doğru beslenmenin önemini öğretmenin, yaşamlarının devamında daha iyi seçimler yapmalarına yardımcı olduğu belirlenmiştir (34, 35, 36).

Özellikle yetişkinliğe kadar devam ettirdiğiniz diyet ve yaşam tarzı alışkanlıklarının oluşması konusunda beslenme eğitiminin önemi çok fazladır.

Özet: Çocuklara doğru beslenmenin önemini öğretmek gereklidir, ancak topluma verilen beslenme eğitimi eksiktir.

7. Bağımlılık Yapan Abur Cuburlar

Kötü Beslenme Alışkanlıkları Ömrü Kısaltıyor - altinoz.com.tr

Bazı yiyecekler direkt olarak bağımlılık yapabilir.

Yiyecek bağımlılığı, tıpkı uyuşturucu bağımlılarının maddelere bağımlı olması gibi, o yiyeceğe bağımlı olmanızdır (37, 38).

Ve bu durum, düşünüldüğünden daha yaygın.

Aslında, insanların %20’sine kadar olan bir kısmı, gıda bağımlılığı ile yaşamlarını sürdürebilir. Bu sayı obeziteli veya aşırı kilolu insanlarda yaklaşık %25'e kadar çıkar (39).

Bir şeye bağımlı olduğunuzda, seçim özgürlüğünüzü kaybedersiniz. Beyninizdeki kimyasallar sizin yerinize karar vermeye başlar.

Özet: Abur cuburlar bağımlılık yapabilir. Obeziteli veya aşırı kilolu insanların %25 kadarı gıda bağımlılığı ile hayatlarını sürdürebilirler.

8. Bağırsak Bakterilerinin Etkisi

Sindirim sisteminiz, bağırsak mikrobiyotası olarak da bilinen inanılmaz fazla miktarda bakteriye ev sahipliği yapar.

Birçok çalışma, bu bakterilerin genel olarak sağlık için inanılmaz derecede önemli olduğunu göstermektedir.

İlginçtir ki, obeziteye sahip kişiler, normal kiloya sahip kişilerden farklı bağırsak bakterilerine sahip olma eğilimindedirler (40).

Obeziteli veya aşırı kilolu kişilerin bağırsak bakterileri, gıdalardan enerji toplamakta ve aldıkları toplam kalori değerini arttırmak konusunda daha etkili olabilirler (41, 42, 43).

Kilo ve bağırsak bakterileri arasındaki ilişki sınırlı olarak anlaşılabilmekte. Güçlü kanıtlar bu mikroorganizmaların obezitede önemli bir rol oynadığını göstermektedir (41, 44, 45, 46).

Özet: Obeziteli kişilerde normal kilolu insanlardan farklı bağırsak bakterileri vardır. Bu obeziteli kişilerin daha fazla yağ depolamasına neden olabilir.

9. Çevre

Bazı bölgelerde, sağlıklı yiyecek satın almak mümkün değildir.

Bu alanlara genellikle yiyecek çölleri denir ve sağlıklı, uygun yiyeceklere direkt erişimi olmayan kentsel mahallelerde veya kırsal kasabalarda bulunurlar.

Bu durum büyük ölçüde, marketlerin, çiftçi pazarlarının ve yürüme mesafesinde sağlıklı gıda sağlayıcılarının bulunmamasından kaynaklanmaktadır.

Bu bölgelerde yaşayanlar genellikle fakirdir ve yiyecek almak için uzaklara seyahat etmeyi sağlayan bir araca erişimleri yoktur.

Sağlıklı ve taze yiyecek satın alamamak, diyetinizi önemli ölçüde sınırlandırır. Obezite gibi problemlerin riskini artırır.

Elektrikli ampullerden, bilgisayarlardan, telefonlardan ve televizyonlardan gelen yapay ışık gibi diğer çevresel faktörler de obezitenin oluşmasında rol oynayabilir.

Yukarıdaki örneklerin kullanımı ve obezite arasındaki bağlantı sağlam desteklerle kurulmuş olsa da, çalışmaların çoğu bunu egzersiz eksikliğine bağlamaktadır.

Ancak, gece vaktinde ışığa maruz kalmak ve günlük ritminizdeki değişiklikler de obezitenin gelişmesine katkıda bulunabilir (47, 48).

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, yapay ışığın günlük ritminizi etkilediğini, deneyin uygulandığı kemirgenlerin obezite ve metabolik sorunlara karşı daha duyarlı hale geldiğini göstermektedir (49).

Özet: Sağlıklı yiyeceğe erişim sağlayamamak veya yapay ışığa maruz kalmak gibi çevresel faktörler de obeziteyi etkileyebilir.

 

Uzun Lafın Kısası

 

Obezitenin nedenleri çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşte obezitenin yaygın nedenlerinden bazıları:
 
Genetik faktörler: Genetik yatkınlık obezite riskini artırabilir. Ebeveynlerin obez olması, çocuklarda obezite riskini artırabilir. Genlerin metabolizma hızı, yağ depolama eğilimi ve iştah üzerinde etkisi olabilir.
 
Beslenme alışkanlıkları: Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, yüksek kalorili yiyeceklerin aşırı tüketimi, fast food, işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler gibi besinlerin sık tüketimi obeziteye katkıda bulunabilir.
 
Fiziksel aktivite eksikliği: Hareketsiz bir yaşam tarzı, düşük fiziksel aktivite düzeyi ve egzersiz yapmama obezite riskini artırabilir. Fiziksel aktivite, kalori yakımını artırır ve kilo kontrolüne yardımcı olur.
 
Çevresel faktörler: Çevresel etmenler obeziteye katkıda bulunabilir. Örneğin, yüksek kalorili yiyeceklerin kolay ulaşılabilir olması, büyük porsiyonlar, reklamların etkisi, oturma düzeni gibi faktörler obeziteyi tetikleyebilir.
 
Psikolojik faktörler: Stres, depresyon, anksiyete gibi psikolojik durumlar bazı insanların aşırı yemeye yönelmelerine neden olabilir. Duygusal yeme, obezite ile ilişkilendirilebilir.
 
İlaçlar ve tıbbi durumlar: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanlar, kortikosteroidler ve antipsikotikler, kilo alımına yol açabilir. Ayrıca bazı tıbbi durumlar, tiroid problemleri, polikistik over sendromu gibi hormonal dengesizlikler obeziteye katkıda bulunabilir.
 
Uyku düzeni: Uyku eksikliği obezite riskini artırabilir. Yetersiz uyku, iştah hormonlarını etkileyebilir ve enerji dengesini bozarak kilo alımına yol açabilir.
 
Sosyal faktörler: Aile, arkadaş çevresi ve sosyal normlar, beslenme alışkanlıklarını etkileyebilir. Örneğin, ailede obezite varsa, çocuklar obeziteye daha yatkın olabilir.
 
Obezite, birden çok faktörün etkileşimi sonucunda ortaya çıkan karmaşık bir durumdur. Her bireyin obeziteye yatkınlığı ve nedenleri farklı olabilir.

 

 
Sağlıklı bir bedene ulaşmak istiyorsanız, çeşitli zayıflama kürleriyle zayıflamayı beklemek yerine sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmakla başlayabilirsiniz. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye adım atmak için online diyetisyenler tarafından sizin için hazırlanmış online diyet imkanlarından faydalanabilirsiniz. Şimdi zayıflamaya başlamak için online diyetisyenler tarafından sizin için hazırlanmış online diyet satın alabilirsiniz. (Tıkla ve Zayıflamaya Başla!)
Yorumlar (0)
Henüz yorum yok
Görüşünüzü Paylaşın