Doğum Sonrası Kilo Vermek. Doğum Sonrası Fazla Kiloları Vermek

Doğum Sonrası Kilo Vermek. Doğum Sonrası Fazla Kiloları Vermek

Yavrunuzun dünyaya getirmenin verdiği sevincin sonrasında aklınızdaki bu fazla kiloları ne zaman ve nasıl vereceğim diye düşünebilirsiniz. Bu sizin en doğal hakkınız. Bu yazımızda bu süreci nasıl takip etmelisiniz ondan bahsettik. İyi okumalar diler, Çocuğunuzla sağlıklı bir yaşam sürmenizi temenni ederiz.

 

Doğum Sonrası Kilo Vermek. Doğum Sonrası Fazla Kilolarınızı Nasıl Verebilirsiniz?

Anne sütü alan çocuk ilk 3-4 ayda normal bir gelişim göstermektedir. Dört aydan sonra büyüme hızı yavaşlamaya başlamaktadır. 6. aydan sonra da ek besin verilmeye başlanmaktadır. Ülkemizde annelerin çoğunlukla çocuklarını 1,5- 2 yaşına kadar emzirdikleri bilinmektedir. Annenin 2 yaşına kadar emzirmesi de dünya sağlık örgütlerinin önerisidir.Annelerin aklındaki en önemli sorulardan biri “ ne zaman kilo verebileceğim ” dir. Gebeliğinde fazla kilo alan anneler hamileliğin ilk 4 ayını atlattıktan sonra toparlanma dönemi sonrası diyet yapmaya başlayabilirler. Önemli olan uygulanan diyetin içeriğidir.

 

Kiloları ne kadar sürede vermeliler?

 

Annenin vitamin- mineral eksikliğine bağlı hastalıkların oluşmaması vücut direncinin düşmemesi için hızlı kilo vermesi sakıncalıdır. Yapılan çalışmalarda hamilelik sonrasında haftalık 0.5kg kilo kaybı annenin gereksinimlerini azaltmamakta ve süte her hangi bir etkide bulunmamaktadır. Annenin aylık vermesi uygun görülen kilo 2’dir. Toplam süreç annenin fazla kilosuna bağlıdır.

 

Gebeliğinde 15 kilonun üzerinde alan anne ile gebelik döneminde 9-12 kg alan annenin kalan kilosunu verme süresi kişiden kişiye değişmektedir. Fakat fazla kilolarda süreci daha uzuna yaymak kiloyu korumanın en önemli adımıdır. Hızlı verilen kilo annede kas kaybına sebep olur.Yorgunluk, baş ağrısı, kan şekerinin düşmesi, stres, ağız kokusu kemik minerilizasyonunda azalma gibi birçok sağlık problemleri oluşturmaktadır.

 

Özellikle emzirme dönemi de gebelik dönemi gibi annenin besin gereksinimlerinin arttığı bir süreçtir. Burada önemli olan nokta tüketilen besinlerin porsiyonlarında dengedir.Örneğin emzirme sırasında annede kemik ve dişlerde birtakım vitamin mineral eksikliklerine bağlı olarak sağlıksız durumlar gözlenebilir.

 

Bu durum her annede farklıdır. Bu dönemde bu sıkıntıların oluşmaması için gebelikte gereken önlemlerin alınması gerekmektedir. Diş çürükleri artan bir anne bu süreçte ilk adımda doktor kontrolüne girmelidir. İkinci adımda kalsiyum açlığını gidermelidir.

 

 

Emziren annelere beslenme önerileri

 

Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır. Emziklilikte su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır. Bu miktar pratik ölçüler ile 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmelidir. Çay, kahve gibi içeceklerin süt verimini azalttığı bilinmektedirEmziren annelerin beslenmesinde besin çeşitliliği çok önemlidir.

 

Her öğünde yeterli ve dengeli miktarlarda beslenilmelidir. Özellikle süt,et,sebze-meyve ve tahıl grubu besinler tüketilmelidir. Sütün kalitesini arttıran en önemli etken annenin beslenme modelidir. Sütün volümünü ise yapılan araştırmalar annenin sık emzirmesi, sıvı tüketimi ve annenin psikolojik durumu değiştirmektedir.Kilo verme sürecinde olan anneler özellikle komposto, limonata, hoşaf gibi içecekleri şekersiz olarak tüketmelidir.

 

Gebelinde gestasyonel diyabet öyküsü teşhisi konulan annenin de bu konuda hassasiyeti önemlidir. Tatlılar mümkün olduğunca az sıklıkta haftada 2gün 1 kâse sütlü tatlı, dondurma veya meyveli tatlılar olmalıdır.Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği yenilmelidir.Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir.Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar tüketilmemelidir.D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır.

 

Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir.

 

Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çayı kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmelidir.Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır.

 

Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.Emzirme döneminde annelerin ilerleyen aylarda muhakkak yürüyüş yapmaları gerekmektedir. Gebelikte yerleşen kilolar özellikle emzirme döneminde diyetine dikkat etmeyen annelerde daha çok yükselebilir. Kadınlarda obezitenin gelişmesinde sebep olan ani kilo alımları bu süreçlerde yaşanmaktadır. Bir an önce bu kiloları vermek gerekir. Kendinizi bu kiloya alıştırmadan spor ile beraber diyet yaparak kalan kilolardan kurtulmak mümkündür.

 

Gaz yapıcı besinler neler?

 

Gelelim en büyük şikâyet olan bebekte ve annede gaz sorununa. Emzirmenin ilk aylarında sık gözlenen ve hem anneyi hem bebeği sıkıntıya sokan gaz problemine. Annenin tükettiği besinlerin tüm içeriği bilinmesi gereken ilk parametredir ki tamamı ile süte geçmez. Annenin gaz yapan besinlerden uzak olması ve hassasiyet göstermesi genel anlamda önemlidir. İçerik sütün niteliğini kalitesini değiştirmektedir.Özellikle doğumdan ilk 15-20 günlük süreçte çok katı olmasa da gaz yapabilen besinlerden uzak bir diyet uygulanmalıdır.

 

Gaz yapan besinler başta çiğ bütün sebze ve meyvelerdir. Sebzelerin ve meyvelerin pişirilmesi gaz yapan içeriğin kayba uğramasını sağlar. Meyvelerin komposto yapılması sebzelerin yemek yapılması bir örnektir.Brokoli, karnabahar, pırasa, enginar, Brüksel lahanası gibi besinler pişirilse haşlansa bile gaz yapıcı özellikleri tamamı ile kaybolmamaktadır. Kurubaklagiller ilk 1 aylık süreçte tüketilmeyebilir.

 

Özellikle sezeryan doğum yapan annelerde sindirim sisteminin düzene girip annenin aktivite yapması artana kadarki süreç için önemlidir. Nohut, fasulye, mercimek çorbası, pilaki, piyaz gibi yemekler sakıncalıdır.Süt ve yoğurt gaz yapıcı karbonhidrat içeriğine sahiptir. Süt ve yoğurt yerine ilk haftalarda yayla, yoğurt çorbaları, süt eklenen çorbalar veya sütlü tatlılar hastalara verilebilir. Süt ve yoğurt pişince gaz yapıcı özelliği değişmektedir.

Yorumlar (0)
Henüz yorum yok
Görüşünüzü Paylaşın